Ekonomi Mitleri #2

Tan ve Raz ‘ın yaşatmaya çalıştıkları ekonomik düzenleri iki adet basit takas ilişkisinden ibarettir:

Yedi günde bir ihtiyaç fazlası olarak yirmi adet domates ayırabilmektedirler. On dört adediyle yan komşudan on dört yumurta, altı adediyle de değirmenciden altı kepçe un takası yapmaktadırlar. Bu işlemi niye yedi günde bir yaptıkları ve yedi günün daha sonra niye “hafta” diye adlandırıldığını kendileri de hatırlamamaktalar. Hatırladıkları bu takas sayesinde her gün melemen ve az ekşi ekmeklerini keyifle yedikleri.

Melemen
Melemen

Önce yumurta veren komşu cıvıtarak ben on dört domatese ancak on iki yumurta verebilirim diye tuttur. Tan on dört yumurta için on altı domates vermeyi düşünür ama Raz o zaman bostanda sen de çalışmalısın deyince hemen vaz cayar ve on iki yumurtayı kabul eder. Tan Raz ‘a fazla yumurta yemek “kolisitrol” yapıyor, sağlığa ve üretkenliğe zararlı diye ilk beyaz yalanı söyler. Kolistrol kelimesi günümüzde kolesterolkolitrol gibi farklı formlarda yaşamakta. Gerçekten de biraz kilo vererek çok heykelsi bir görünüm kazanırlar ama Raz’ın bahçedeki üretkenliği düşer.

Yel Değirmeni
Yel Değirmeni

Üstüne üstlük un değirmencisi de ben altı kepçe yerine beş kepçe un veririm  deyince Tan artık “Pazar” a çıkmanın vaktinin geldiğine karar verir. Tabi o günlerde Pazar diye bir kelime yok, sadece Tan ‘ın zihninde titreşen bir ışık var. Önce sepete koyduğu domateslerle diğer kümes ve un değirmenlerini ziyaret ederek eski düzenine geri dönmeyi başarır. Ama bir müddet sonra onlar da ilk komşulardan haberi alarak yumurta ve un miktarlarını kısarlar. Kapı, kapı gezmekten ve gerilen komşu ilişkilerinden yorulan Tan kümes, bağ, bostan, davar, inek ve değirmen sahiplerine bir öneride bulunarak haftada bir gün büyükçe bir alanda ürünlerle birlikte bir araya gelip Pazar açmayı ve takasları orada yapmayı önerir. Unutulmasın diye de o günün adına da Pazar diyelim der. Kendisi gibi kapı, kapı gezmekten bıkan erkeklerin oydaşlamasıyla ilk pazar yeri, ilk Pazar günü açılır.

Pazar Yeri
Pazar Yeri

İlk Pazar Tan ‘ın düşündüğünden bile iyi gider. Kızışan rekabetle Tan on dört domatese, on beş yumurta ve bir testi şıra alır. Koruk suyu, şıra dışında, değişik şekilde fermente edilmiş üzüm suyundan da tatma imkanı bulur. Özellikle bu sudan fazla içenler bu ilk Pazar günü akşam üstüne doğru çok neşelenerek türküler çığırmaya başlar ve oynarlar. Eğlenceler yakılan ateş çevresinde geç saatlere kadar sürer.

Ertesi güne Ayvalık normalden sessiz girer. Tan fazla eğlenen erkeklerin bazıların suratının çok asık olduğu, hatta bazında morluklar gördüğünü hatırlıyor. Raz ‘ın tepkisini ise net olarak ve kesinlikle hatırlamıyor. Neyse, o gün bütün erkekler tatil yapar. Günün adını da Pazartesi koyarak her hafta o günü erkekler için zorunlu tatil günü ilan ederler.

Pazar sayesinde mutfaklarında melemen eksik olmaz, yeni dostlar edinirler ve bir de “tuz” diye büyülü bir kumla tanışırlar.

Bu arada her düzende olduğu gibi bu keyifli pazar ortamını bozacak iç mihraklar oluşmaktadır..

Ekonomi Mitleri #1

Her Alternatif Mitoloji paylaşımı gibi bu masal da tarih öncesinden önce başlayarak bir şekilde günümüze kadar uzar.

Sonraki bir dönemde adı Konstantiniyye ‘ye daha da sonra Sitanbul ‘a çıkan kalabalık bir kümelenme alanında yaşayan kahramanımız Tan net hatırlamamakla birlikte (galiba) huysuzluğundan dolayı orayı terk etmeye karar verir. En gözde sevgilisi Raz ile birlikte ayvası bol diye adının Ayvalık olduğunu sandığı bir diyara taşınır.

Ayvalık Midilli Haritası
Ayvalık Midilli Haritası

Ayvalık’a vardıklarında, mevsiminden mi nedense ortada pek bir ayva yoktur ama doğa çok bereketlidir. Dağ taş zeytin, kırlar türlü türlü ot, deniz ise balık doludur.  Hasatı yapılan buğday beldeyi kuşatan tepelerdeki yel değirmenlerinde öğütülüp un üretilmektedir. İnsanlar boş zamanlarında horoz ve deve güreşleriyle eğlenmekte, üzümden yapılmış türlü içeceklerle keyiflenmektedir.

Bu güzellikleri görünce yerleşmeye karar verirler. Üç zeytin ağacı olan, üç dönümlük bir bahçeye, üç pencereli, taş bir ev yaparlar. Bahçeye kazdıkları bostan kuyusunda üç metrede su bulurlar. Bahçeye üç sebze dikerler; soğan ve tohumları kızılderili atalarından kalan biber ile domates.

Domates Biber Soğan
Domates, Biber, Soğan

Artık mevsimlerin güzelliğinden mi, toprağın, bereketinden mi, yada Raz’ın gece gündüz bostana bakımından mı bilinmez tohumlar üç vakitte bol, bol meyve (sebze) verir. Özellikle domates çok verimlidir. Ana (tek) menüleri  ata tarifine uygun “melemen” ve yanında ölçülü yenen ekşi mayalı ekmekten oluşur. Artık herkes tarafından bilindiği için paylaştıkları tarife göre melemen; soğan, biber ve bol domates üzerine kırılan yumurtaların az zeytinyağıyla pişirilmesiyle yapılır.

Tan’ın evi geçindirme planı çok sadedir. Ayvalık’ta bilinmediği için çok rağbet gören domateslerin bir kısmıyla kümesi olan komşundan yumurta, kalanıyla da değirmen sahibinden un almaktadır. Böylece mutlu mesut bir hayata başlarlar.

Ama bu mutlu düzen bir müddet sonra bozulur…