Singapur’un Orkideleri – Vanda Miss Joaquim

Önceki paylaşımlarımın etkileşimleri ve sosyal medya analistlerinden anladığım kadarıyla uzun bir yazının ilk bir-iki paragrafı okunuyor. Bu nedenle bu seferki yazıyı bol magazin ve az bir miktar tarihle bezeyip göreceli olarak kısa tutmak istedim.

Singapur hibrid bir orkideyi (Vanda Miss Joaquim) ulusal bitkisi ilan edip, orkideler benden sorulur havaları atsa da bu işten yeterince anlamadığını belirtmek isterim. Çünkü bir ülke 1200 doğal, 2000 hibrid orkideye ev sahipliği yapar da salebi (Arapça bilenler için sahlap) bilmez mi ? Yiyemeyeceksen bari biraz iç, onu da yapamıyorsan niye yetiştiriyorsun o güzelim bitkileri be adam demezler mi?
Bizim hemen her bölgemizde ortalama 2600 orkide çiçeği işlenip 1kg. salep üretiliyor ki bu aralar yerel fiyatı 50USD/kg.
Bir dönümde 700kg kadar salep üretiliyormuş. Yani bor madencilerine nispet olsun diye biz tarımsal bir ürünümüz olarak orkideyi (daha ziyade yumrularını) işleyip yüksek katma değerle ihraç ediyoruz, içiyoruz, Maraş dondurması, kozmetik ve ilaç yapıyoruz. Gül çiçeğini işleyerek başardıklarımız ise ayrı bir efsane.

Birim fiyat olarak salebimizle sanırım bir tek safran (2700 USD/kg) yarışabilir ki o tek başına bir ansiklopedinin konusu olabilecek bir vaka.

Memleketimizde topu topu 28’i endemik, toplam 190 orkide çeşidi var. Dünya şampiyonu Kolombiya’nın 1500 küsuru endemik olmak üzere 4000 türü varmış. Biraz kıskanç bir görüş gibi anlaşılacak olsa da, bana kalırsa Singapur’da orkideler tıpkı durian gibi sanal (daha doğrusu yapay) yöntemlerle zorlanarak bir ulusal sembole dönüştürülmüş. Tarihi pek sevmeseniz de bu aşamada birazcık tarih okumaya zorundayız çünkü iddialı magazinin keyfi ancak öyle geliyor:

İlk olarak 1859’da İngiliz Tarım ve Bahçecilik (Agri-horticultural) Topluluğu tarafında 32 hektar üzerine meşhur Singapur Botanik Bahçeleri açılır. Bahçeninin ilk direktörü Henry Nicholas Ridley kauçuk ağacı botaniği (aslında sanayi ve ticareti) konusunda deli gibi (Mad Riley – görüntüsü ve takma adı bana direkt Genco Erkal’ı anımsattı) çalışırken 1893’te Vanda Miss Joaquim tarafından sunulan çiçeği bir hibrid orkide olarak kayıt altına alır. Çiçeği hibridlemeyi başaran Agnes Joaquim (orjinal adı Ashkhen Hovakimian) Ermeni asıllı bir Singapurlu bir bahçevandır. Vanda Hookeriana (baba) ve Vanda Teres (anne) türü iki orkideyi yapay yolla melezlemiştir.  
Bu çiçek 1981’de Singapur’un ulusal çiçeği olur ama Agnes Joaquim ancak 2015 yılına gelindiğinde Singapur’lu Kadınlar Onur Listesine alınır. Orkidesinin ilk yapay hibrid olduğunun tescili ise 2017 yılını bulur. Yetmezmiş gibi Vanda orkide aile adı da kelebeğe benzeyen şekilleri bahane gösterilip Papilionanthe olarak değiştirilir. Özetle çiçeğinin yeni adı Papilionanthe Miss Joaquim – Bu şekilde yerleşik, tarihe mal olmuş isimlerle bilim adına oynayanlara bilim adamı olsa da ezelden beri süper gıcık oluyorum vessalam.

Miss Joaquim
Miss Joaquim
Mad Ridley
Mad Ridley

Günümüzde Vanda Miss Joaquim ismi artık Singapurlu meşhur bir trans drag queen tarafından yaşatılmakta (ve iyi edilmekte). Bence Vanda Joaquim yaşasaydı ve bu sanatçının kendi orkidelerine benzeyen bu saç modelini görse sarılıp kucaklardı. 

Drag Queen

Yazının tam bu noktasının yapay hibrid orkide üretimi süreciyle ilgili bilgi vermenin zamanı olduğunu düşünüyorum: 

Yanda Singapur Kütüphanesinin web sayfalarından ödünç aldığım ilk müstehcen fotoğrafta; aile yapıları uygun (benzer ortamların bitkileri) ama farklı iki türden bir çift orkidenin erkeğinden polenlerin alınması, ikincisinde ise polenlerin dişi orkideye aktarımı gösterilmekte. 

Ardından uygun toprak kültürü içeren saksılarda on iki ayı bulan fide üretimi, ardından iki-üç yıl süren ilk hibrid yavruların çiçeklenmesi için çalışılacak. Bu kıssadan çıkarılacak hisse, yavru yetiştirmek her canlı için zor ama biraz da benzer bir süreç.

Bitmedi sonra da bu melez (hibrid) yavruya ad vermek için bekle ki bir meşhur gelsin. Çünkü 1956 yılından beridir Singapur Orkide diplomasisini keşfederek yeni hibridleri ziyarete gelen VIP’lere ithaf ederek adlandırıyor.

Sevgilimle benim favori VIP orkidemiz 1997’de Lady Diana‘ya atanmış olandı. Orkide; tabelada belirtildiği üzere Dendrobium Pattaya Beauty ve Fairy Wong‘un yavrusu ve ismine uygun zerafette.

Prenses Diana’ya benzer şekilde isimlerine VIP orkidesi atanan ünlüler arasında Joe ve Jill Biden, Barack ve Michelle Obama, Angela Merkel, Margaret Thatcher, Nelson Mandela, Kofi Annan, Kamala Harris, Jackie Chan ve tabii ki bizden de Tayyip – Emine Erdoğan çifti var.

Peki Singapur niye hibrid bir orkideyi ulusal sembol olarak seçmiş derseniz; bir grup insan dayanıklılığı ve yıl boyunca çiçek açıyor olması bize benziyor diyorlar. Başta ben diğer bir grup ise çok kültürlü (etnisiteli, dilli, türkülü, giysili, dinli, yemekli, masallı) bir ulus (veya ulus adayını) farklı ülkelerden gelmiş, iki farklı türdeki orkidenin yavrusunun;
Farklılıkların birlikteliğinin, kaynaşmasının arttırdığı zenginliği, dayanıklılığı ve kazandırdığı sürekliliği sembolize ettiğini savunuyoruz 😊 

Singapur’daki etnik grupların tam olarak kaynaşmış bir ulus oluşturmayı henüz başaramadıklarını düşünsem de Singapur; zengin bir ülkeye dönüşmüş. Satın alma paritesine göre 108.036USD’lik kişi başı yıllık gelirle Lüksemburg ve İrlanda’nın ardından dünyada üçüncü sıradadır.

Singapurlular kendilerini bir hibrid orkideye benzemeyi tercih ederken eski Türkiye’de biz bir dönem çok kültürlü zenginliğimizi bir mozaik benzetmesiyle sunmaya bayılıyorduk. Ben; mozaiğin kırılganlığı, parçaları arasındaki sınırlarını riskli gördüğüm için toplumumuzu aşureye benzetmeyi seviyordum. Reçetesinde her birinden evde olduğu kadar konulmuş, yetmişiki bileşenli bir aşure benzemesi çok hoşuma gidiyordu. Yıllar içinde kayısı, kurutulmuş üzüm, fındık eksildi. Sonra nohut vb. derken sanki şu aralar sütlaça dönüşüyor gibiyiz. Sırada su muhallebisi var. En sonunda pelteye dönüşeceğiz diye korkuyorum. 

Biraz bu endişeden ama daha çok çılgın çeşitlilikleri, en aşırı iklim ve yaşam koşullarına uyum gösterebilme becerilerinin büyüleyiciliklerinden olsa gerek aşağıda örneklerini paylaştığım orkidelerinin yaşadığı Singapur Ulusal Orkide Bahçesi bize tam bir terapi gibi geldi.
Şiddetle tavsiye ediyoruz.

Pulau Ujong – Coğrafya ve Durian Deneyimi

Durian ve Simit

30 Ağustos 2023’teki gezi paylaşımımı hatırlayanlar azaldığı için küçük bir özet vermekte fayda görüyorum: Üç ay önce üç ülkeyi kapsayan bir bir geziye çıktığımızı davul, zurnayla duyurmuştum. Ancak ülkeleri net ifade etmek yerine gıcıklığına bu ülkelere ait üç ana adanın adını ve bazı demografik bilgilerini paylaşmıştım:
1. Ada : Pulau Ujong –  710 km2 , 5,453,600 nüfus
2. Ada : Honshu – 227,963km2, 104,000,000 nüfus
3. Ada : Mactan – 65 km2, 527,000 nüfus

Şimdi açıklıyorum – Pulau Ujong dediğim birinci ada; Singapur ülkesinin ana karası. Hani hepimizin orkidelerin anavatanı, sakız çiğnemenin yasak olduğu (ancak tıbbi nedenlerle, raporla satın alınabildiği) ülke diye bildiğimiz memleketin Singapur Adası olarak da bilinen büyük kısmı. Haritayı incelerseniz Malezya ve Endonezya arasında bir körfeze sıkışmış minyon bir ülke olarak göreceksiniz, işte orası:

Singapur Harita, Bayrak ve Durian

Benim hafızanıza kazımak istediğim ilk önemli bilgi Singapur’un gezegenimiz üzerindeki konumu itibarıyla 1° kuzey enlemi üzerinde yer aldığıdır. Bu coğrafi bilginin Türkçe’si ise ülkenin pratik olarak ekvatorun üzerinde olup, yıl boyunca gece-gündüz sürelerinin en fazla 9 dakika değiştiği, sıcaklığın ise iki muson yağmuru döneminde1~1.5°C oynamakla birlikte hep 28°C seviyesinde olduğudur. İklimin en zorlayıcı özelliği ise bağıl nemin sürekli olarak ortalama %75 olması ve hemen hergün yağmur yağmasıdır. Bu iklimin başta orkideler olmak üzere bitkiler için bir cennet olabileceğini sanırım herkes anlamıştır. Singapur’un yerlileri ve göçmenleri bunu çok iyi anlayarak küçük adalarında yıllardır botanik bahçelerde, özenli konutlarda ve parklarda yaşatıp zenginleştiriyorlar:

Orkide
Orkide
Villa
Villa
Park
Park

Bu vesileyle Ayvalık için aynı değerleri paylaşasım geldi;
39.27° kuzey enleminde, ortalama sıcaklık 18°C, yüksek sıcaklık ortalaması 26°C (Ağustos ayı) iken sıcaklık farkı 17°C’ı bulmakta, gece-gündüz süreleri farkı 5.5 saate (333dk.) çıkmaktadır. Serin aylarda bağıl nem %70 seviyelerine çıkarken yaz aylarında %60 seviyelerine inmektedir. Özetle şehrim Ayvalık’ın iklimi, doğası ve denizi ile insanlar ve özellikle zeytinler için tam bir cennettir. Bizler (sanırım genetik olarak) bunları kübik beton konut, büfe, pansiyon, biiçklab vb. tesislere dönüştürmek üzere didişmeyi seviyoruz.

Singapur, günümüzde yükselen binalarıyla birlikte yükselen bir ticaret, finans, teknoloji ve turizm ülkesi durumundadır. Meraklısı için bu ve buna benzer ansiklopedik bilgilerin Vikipedi de pek güzel derlenip sunulduğunu hatırlatarak bu konuları atlayarak stratejik öneme haiz bir konu olan Durian meyvesi ve bizim tadım deneyimimizi paylaşmak isterim. Aslında bu konu bizim aile için önce bir sanal gerçek bir konu şeklinde başlayıp, ardından sürpriz bir artırılmış gerçeklik ve sonra da oldukça zor bir gerçek gerçeklik deneyimi oldu. Singapur’da bu gerçeklik geçişlerinin sürekli yaşandığını şimdiden belirteyim.

Aslında durian Singapur geneli için sanal gerçek bir ulusal meyve sayılabilir çünkü, insanlara bile yeterince araziyi oluşturmak üzere sürekli denizlerini dolduran Singapur’da orkide dışında “ticari” bir tarım ürününün yetiştrilmesi fiziken imkansız. Hemen her türlü gıda (ve birçok diğer şeyler) gibi durian meyvesi de Malezya’dan ithal ediliyor. Buna rağmen bazı internet kaynaklarında Singapur’un ulusal meyvesi olarak ilan edilmiş. Ben de Evliya Çelebi’nin büyük7 torunu olarak bu cılız bilgiyi belgeleyip paylaşmakta beis görmemekteyim.

Çizen mimarı kabül etmese de (biz dahil) yeni ve eski Singapur’luların Durianı temsil ettiğini bildiği bu büyük gösteri binasının (Esplanade) fotosu ulusal benimsemenin kanıtı olarak sunulmaktadır.

Esplanada

Durian ağaçları, anavatanları olduğu düşünülen Borneo ve Sumatra adalarına (Endonezya), ek olarak Hindistan ve Tayland’da da bol bulunuyormuş. Singapur’da göstermelik bir miktar yabani durian ağacı varmış ama biz aramadık ve dolayısıyla göremedik. Kısaca ilk günler varlıkları %100 sanal olarak kalmaya devam etti.

Durianın ilk izleri toplu taşıma araçları ve istasyonlarda neşeyle incelediğimiz bir çok yenilikçi uyarıda yer alan durian bulundurma yasağı sembolleri oldu.

Biraz araştırınca durianı Japonya, Tayland ve Hong Kong’ta otellere sokmanın yasaklandığını öğrendik. Gerekçe olarak hoş olmayan kokusu gösteriliyordu.

Koku konusunda spektrumun ters yönünde bence İstanbul simiti yer alıyor ve kamu yönetimince taksi dahil toplu taşıma araçlarında taşınmaları yasaklanmalı, yiyenlere 1000 simit bedeli para cezası uygulanmalı. Çünkü; yanında simit taşınan veya yenip de ekstrem şekilde aş ermeyen kimseyi henüz tanımadım.

30 metreyi bulduğu belirtilen durian ağacının meyvesi 20-25 cm. çapında. Meyvesinin dış kabuğu zeytin yeşili renginde, derin kesik pütürlü çok karakteristik bir görünümde. Sanırım bu sert kabuğu ve kuvvetli kokusu kadınlara yakışmayacağından Singapur’da meyvelerin kralı olarak anılıyor (sevgilim bu seksist tümevarımımı okuyunca eminim “hıhı hıhı” diye ünleyecektir).

İçindeki meyvenin açık sarı rengi ve görünümü güzel, hatta seksi. Hemen her meyve gibi A, B6 ve C vitamini bol, folik asit, potasyum, demir vs. vs. içermekte ve tabiki biraz da afrodizyak. Okuduklarıma göre; kokusu incelendiğinde içerdiği 44 aktif maddenin kokarca kokusu, karamel, çürümüş yumurta, meyve ve çorba terbiyesi bileşenlerini içerdiği tespit olunmuş. Sonuç olarak bu güzelim meyvenin; kükürt, lağım, meyve, bal, kızartılmış ve çürüyen soğan gibi bir koku yaydığı tespit edilmiş. Yiyenlerin üstünden ve nefesinden bir gün boyunca çıkmıyormuş.

Bu bilgiler başta ben olmak üzere sırasıyla sevgilim, oğlum ve gelinimi bu meyveyi yemeyi denemekten alıkoymadı. Benim kokudan çekinmemek için güçlü dayanaklarım vardı; yedi sene uzun yatılı mekteplerde okudum, yedek subay koğuşlarında uyudum ve Ayvalık’ta Doğuş Pirinanın hekzanlı baca gazının kokusunu her yıl altı ay boyunca keyifle soluyabiliyorum. Sevgilim ise sanırım evlilik yeminimize verdiği önemden, çocuklarımız ise toyluklarından olsa gerek, durian partisi yapmayı kabül ettiler.

Böylece 99oldtrees adlı durian restoranın yolunu tuttuk. Meyvelerin kralı zorlu kokusu kadar ünvanına yakışan fiyatlarıyla, bol çeşitleriyle de bizleri derinden etkiledi.

Durian Fiyatları

Sevgilimle koku ve görsel duyularımızla başlayan durianı arttırılmış gerçeklik olarak deneyimlemeden gerçek gerçekliğe geçişten az  önceki anımızı aşağıda paylaştım:

Durian Yemek Zor İş #1

ve durianın Türkçe kelimelerle anlatılamaz tadını deneyimleyerek gerçek gerçekliğe geçişim ve sevgilimin beni takdir eden bakışlarını biraz da istemeden paylaşıyorum…

Durian Yemek Zor İş #2

Sanırım rakıyı hayatında ilk kez yudumlayan bazı ergenlerde de benimkiyle aynı yüz ifadesi kırışıksız olarak oluşuyordur.  Neyse, hepimiz durianlarımızı bir şekilde yedik. Tadını soğanlı tavuğa, benzetenlerimiz oldu, garip bir çiizkeke de. 

Kıssadan hisse bazı meyvelerin toplu alanlarda tüketiminin sınırlandırılması, hatta senede sadece bir-iki kez tüketilecek şeklinde kısıtlanmasına yönelik bir yasa önerisi olsa destekliyebilirim.

Paylaşımımı geleneksel soru-cevap bölümüyle sonlandırayım bari:
Önceki paylaşımda sorduğum arşipel kelimesi kronolojik olarak Ege denizi, Ege adaları derken takımada veya takımadalar grubu şeklinde kullanılıyor. Ben takımada yerine ukalalık etmek istediğimde arşipeli kullanıyorum. Evet, Singapur 64 adadan oluşan bir takımada iken ülkemizin de bir sürü takımadası var:
İstanbul’da on adadan oluşan Prens (veya Prenses) takımadası (Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef, Yassıada, Sivriada, Kaşık, Tavşan ve Vordonos Adası) yer almakta.

Ayvalık’ta ise Vikipedi’ye göre 22, bazı kaynaklara göre 27 adet adadan oluşan bir ada grubu var. Bunların tamamı yada bir kısmını takımada olarak kabül etmek gerekir.

Bu paylaşımın kışkırtıcı sorusu ise Türkiye toplumunun “Ulusal Meyvesi” nedir ? Anadolu coğrafyasının imzasını dünyaya taşıyan bir meyve olarak aklınıza fındık gelebilir ama gerçekten fındığı toplum olarak yaygın olarak tüketiyor muyuz ? Ulusal meyvemiz olarak ayçekirdeğini aday gösterebilir miyim ?

Bir sonraki paylaşımda biraz Singapur tarihi ve bol bol orkide bulacaksınız.